11 Kasım 2008 Salı

ZEYTİNYAĞLI YERELMASI




Zeytinyağlı yerelması ile tanışmam yeni sayılır . Onun beni sevip sevmediğini bilmiyorum ama , ben onu çok seviyorum .
1 Kg Yerelması
2 Tane Havuç ( Kibrit çöpü gibi kesilmiş.Yerelması çok çabuk piştiği için , havuç içinde diri kalmasın diye ince doğranıyor.)
1 Büyük Kurusoğan
1 Kahve fincanı zeytinyağ
3 Adet şeker
1 Kahve fincanı pirinç
Yerelmalarını soyup , kararmasın diye tuzlu ve limonlu suyun içine doğrayın .
Tencerenizin içine zeytinyağını koyup , üstüne soğanı soğanı çintin .
Soğanın rengi koyulaşmadan üstüne havucu ilave edin . Onları beraberce biraz çevirip , yerelmasını yıkayarak tencereye koyun . Üç adet şekeride ekleyin . Bunları güzelce birkaç dakika çevirin . Pirincini de yıkayıp ilave edin .Bir su bardağı kaynar suyuda içine döküp tencerenin kapağını kapatın .(Yemeğin üzerine koyduğunuz su asla soğuk olmasın.Ben yemek yapmaya başlarken ketılın içine su doldurur ve herzaman sıcak suyu hazır bulundururum.)
Yerelması tuzu fazla kaldırmaz onun için tuzunu dikkatli koyun lütfen . Bir çatalla kontrol edin pişmemişse üzerine yine az miktar su ilave edin . Pişince servis tabağına alıp , maydonoz ile süsleyin . Afiyet olsun .

SIKMA BÖREĞİ



Selamlar blog'umu açan herkese . Pazartesi günü gelen misafirlerime , uzun zamandan beri yapmadığım SIKMA BÖREĞİ'ni yaptım .Sizlerede resmini çekip yayınlayacağımı söylemiştim . Pazartesi kızarttıktan sonraki görünüşünü çekmeyi unuttuğum için yazmadım . Bugün gelen arkadaşıma , derin dondurucuya kaldırdığım ( kızartmadan ) sıkma böreğini ikram etmek istedim . Bir saat önce , buzluğa kaldırdığım sıkma böreklerini çıkarttım . Bol sıvı yağda kızarttım . Bu sefer mideye göndermeden resmini çektim . Sonra çayın yanında keyifle yedik .
1/2 kg İrmik
125 gr Margarin
Tuz
300 gr Yağsız kıyma
Kızartmak için sıvı yağ ( Kızartma tenceresine koyacağınız sıvı yağ , yaptığınız köftelerin üzerine çıkacak miktarda olmalı . Küçük tencerede kızartın yağınız araya gitmesin .)
Kıymayı tencereye koyup suyunu çektirin.Üstüne yeteri kadar tuz ve karabiber ekleyip soğumaya bırakın .
Margarini eritin . Tepsiye yarım kilo irmiği boşaltıp üstüne erittiğiniz yağı ilave edin . Bir tatlı kaşığı kadar tuz ekleyip karıştırın .
Daha sonra azar azar su ilave edip ele yapışmayacak bir hamur yapın .
Elinize irice bir ceviz kadar hamur alıp , avucunuzun içinde açın . Arasına dolu bir tatlı kaşığı kıyma koyup . Açık yerleri yapıştırın ve hafif sıkarak yumurta şeklini verin . Afiyet olsun .





7 Kasım 2008 Cuma

İRMİK HELVASI


Varmısınız hanımlar ; çocuklara ve kocalarınıza bir sürpriz yapıp , sofraya , yemekten sonra mis gibi bir helva koymaya ? Varım diyorsanız şunları hazırlayın .
125 gr Tereyağ
1 Paket İrmik ( Hepsini kullanmayacaksınız )
1 Paket Dolma Fıstığı
Toz Şeker

Tereyağını küçük bir tavanın içine koyup,eritin . Aman , sadece erisin , çok ısınmasın .Eriyen yağı bir bardağın içine koyarak ölçün .(O miktar sizin ölçünüz)
Tencerenin içine boşaltın .
Bardağınızı yıkayıp kurulayın .
2 ölçü irmiği tencereye yağın üzerine koyun .
İçine fıstığı da ilave edin .
Hafif ateşte irmiği kavurmaya başlayın.

İrmiğin içindeki fıstıklar renk değiştirip , irmiğin içinde belli olunca (20-25 dakika) .Aşağıdaki gibi hazırladığınız şekerli suyu irmiğin üstüne boşaltın . Karıştırmaya devam edin . Suyunu çekip kızgın lav gibi fokurdamaya başlasın , fokurdaması bitip , helva tencerenin kenarından kolayca ayrılmaya başlayınca altını söndürün . Bir mutfak havlusunu üstüne örtüp , kapağını kapatın demlenmeye bırakın .

AFİYET OLSUN.

2 ölçü suyu bir kaseye boşaltıp , üstüne 2 ölçü toz şekeri ilave edin . Karıştırarak şekeri suyun içinde eritin .(Kaynatmayın ve su sıcak olmasın . Oda sıcaklığında su yeterli
Ben fazla vaktimi almasın diye , boş vaktimde irmiği kavuruyorum . Yapacağım zaman ocağı hafif açıp irmiği ısıtıyorum .Şekerli suyu üstüne koyup pişiriyorum)




3 Kasım 2008 Pazartesi

Canım oğlum doğum günün kutlu olsun.Bunlar senin için.


SONBAHARIN GÜZELLERİ




Geçen sene yine bu zamanlar , sizler için , bahçemizde açan ve seyretmeğe doyamadığım kasımpatı'ların resimlerini çekmiş ve yayınlamıştım. Bu sene yine o muhteşem güzellikleriyle uyandılar.Arılar gün doğumundan , batımına kadar bu güzelliklerin keyfini yaşıyorlar.

PIRASALI KOL BÖREĞİ


Pastırma yazını yaşadığımız bu güzel günlerde,Pırasalı Börek yapıp haftasonunu bir börek,birde çorbayla geçiştirelim dedim.Çorba olarak önceki gün pişirdiğim nuarın suyununa Arap aşı çorbası yaptım.Haftasonu menümüz : Çorba-Börek-Salata ve Zeytinyağlı Enginardı.Böreğimiz çok lezzetli olmuştu.Çokta kolay olduğu için sizlerle paylaşmak istedim.
1 Kg ince pırasa

250 Gr lor peyniri
1 Çay bardağı zeytinyağı
Tavanıza zeytinyağını koyup, yıkayıp, ince ince doğradığınız pırasayı üstüne ekleyin.
İçine su koymadan karıştıra karıştıra pırasayı iyice pişirin.
Altını söndürdükten sonra Lor peynirini içine karıştırın.
4 Yufka
1 Çay bardağı Zeytinyağı
1 Bardak soğuk su
1 Yumurta
Bir kasenin içine suyu koyup içine zeytinyağını karıştırın.
Yufkayı tezgaha açıp , zeytinyağlı su ile ıslatın.
Islattığınız yufkayı yarım ay şeklinde katlayıp,harcını gösterdiğim gibi koyup,aynı şekilde kıvırın ve tepsiye yuvarlak olarak yerleştirin.
Artan yağlı suyun içine yumurtayı kırıp , iyice çırpın ve hepsini böreğin üstüne sürün.
Fırınınızı herzaman böreğinizi pişirdiğiniz gibi ayarlayıp , hazırladığınız Pırasalı Böreği fırına sürün.(Aynı şekilde yufkayı hazırlayıp istediğiniz malzeme ile börek yapabilirsiniz.)
Bizim gibi yanında ayran ile afiyetle yeyin.Hepinize sevgiler ve selamlar
Haftaya pazartesi misafirlerim gelecek. Onlara , Adanamızda yapılan SIKMA BÖREĞİ'ni yapmak istiyorum.İnşallah resmini çekip sizlere de anlatacağım.Sıkma Böreğinin hangi yörenin olduğunu bilmiyorum . Ama çok bilinen bir yiyecek olmadığını biliyorum.Biz ailece çok severiz.Umarım sizlerinde hoşuna gider.


2 Ekim 2008 Perşembe

Tavuklu Taze Fasulye

Tekrar merhaba sevgili misafirler. Artık sebze yemeklerini tavuklu yapıyorum. Sizlere severek yediğimiz bu güzel mevsim sebzesini nasıl yaptığımı anlatacağım. Geçen hafta çok sevdiğim bir arkadaşımın kızı neden yeni tarifler yazmadığımı sordu. Ben de ona özelliği olan şeyler yapmadığımı , herkesin bildiği şeyleri de yazmak istemediğimi söyledim . 'Ben ve arkadaşlarım istiyoruz . Biz yeni evliyiz ve herkes değiliz ' dedi . Haklı . Ben de yeni evliyken herşeyi telefon eder anneme sorardım . Evlenene kadar ne mutfağa girmiş , nede ev işi yapmıştım.
Genelde sebzelerimi , akşam televizyon seyrederken temizlerim . Yıkanmış ve kenarları alınmış fasulyem dolapta hazırdı .
Kasaba kemiklerini ayırttırıp kuşbaşı doğrattığım tavuk etinden bir torba buzluktan çıkardım .(2 veya 3 tavuk göğüsünün kemiklerini ayırttırıp kuşbaşı doğratıyorum . Eve gelince tencereye dibini ıslatacak kadar zeytinyağ koyup tavukları içine atıyorum . Tavukların rengi beyazlaşınca tencerenin altını söndürüyorum . Soğuyunca birer yemeklik ayırıp buzdolabı poşetlerine koyuyorum ve derin dondurucuya yerleştiriyorum.)
Tavuk etini tencereye koyup üstüne bir orta boy soğanı küçük küçük doğradım . 1/2 kahve fincanı zeytinyağını ekledim .Hafif ateşte soğan pembeleşirken etler de açıldı . Üstüne 1 domates rendeleyip 1/2 çorba kaşığı biber salçası ilave ettim . Tenceredekiler kaynamaya başlayınca , fasulyeleri içine koydum ve üstüne kabuğunu soyduğum 3 iri domatesi doğrayıp tencerenin kapağını kapadım . Önce kendi suyu ile pişti . Suyu çekilince üstüne 1 bardak sıcak su ilave ettim . Tuz ve karabiberi unuttuğumu zannetmeyin . Yeterince , olmazsa olmazları da ekledim . Yanına da şehriyeli bulgur pilavı yaptım . Salatamızla birlikte afiyetle yedik . Sizlerede afiyet olsun .

Tavuklu Taze Fasulye



9 Eylül 2008 Salı

Tatil Dönüşü



Hergün saat 16 00 civarında iki ayrı yere büfe açılıyor . Taze krep yapıyorlar , ayrıca meyve ve kurabiye çeşitleri , böreklerle sizi baştan çıkarıyorlar . Bizler memnun kaldık . Onun için sizlerle paylaşmak istedim . Hepinize sağlık ve mutluluk diliyorum .

Tatil Dönüşü


Kıymetli misafirlerim. Yazdığım başlığa bakıp üç buçuk ay tatil yaptığımı düşünmeyin sakın .Tatilim 30 ağustos ile 6 eylül arasındaydı. Ondan önce torunlarımla birlikteydim. Tahmin edersiniz onları sevmek ve şımartmak bütün vaktimi alıyordu. Tatile de beraber gittik. Gitmeyeniniz varsa , hele çocuklu iseniz , burayı hararetle tavsiye ederim. Clup Med Palmiye bir çocuk cenneti. Biz otel kısmında kaldık .Sizler için oteli , sahilin ve o güzelim çim alanların bir kısmının resmini çektim. Çocuklar için ayrı büfe vardı . Haşlanmış her türlü sebze , tuzsuz patates püresi , haşlanmış beyaz etli balık , yine haşlanmış tavuk , makarna , acısız kıyma sos , elma püresi , kaysı püresi , kavanoz mamaları daha aklınıza ne gelirse hepsi her an mevcuttu .Kızım , akşam yemeği sırasında İpeğin ertesi gün öğlen yiyeceği yemeği hazırlıyordu . Çeşitli haşlanmış sebzeler içine bir gün balık , bir gün tavuk , bir gün et koyup blender de karıştırıyor bir kasenin içine koyup buzdolabında muhafaza ediyordu . İpek erken yediği için saat 1130-1200 arası ısıtıp yediriyordu . İnanırmısınız 5 haftalık bebeğini alıp gelenler vardı . Çimenlerin üstü pusetler ve emekleyen çocuklarla çok hoş görünüyordu.

14 Mayıs 2008 Çarşamba

Etli Kabak Dolması




Baklayı yaptıktan sonra sıra dolmanın içini hazırlamaya geldi.

2 Orta boy soğan(Diş diş doğranmış olacak.Kıymanın birbirine yapışmaması için)
1 Su bardağı pirinç(Yıkanıp süzülmüş)
1/2 Deste ince kıyılmış maydanoz
4 Orta boy domates(kabuğu soyulup küçük doğranacak)
1/2 Kg bir defa çekilmiş orta yağlı kıyma
1 Çay kaşığı karabiber
1 Çorba kaşığı biber salçası
1/2 Limon suyu
1 Çorba kaşığı nar ekşisi(varsa)

Tepsiye bütün malzemeyi koyup iyice karıştırın.Kararınca tuzunu da ilave edip , istediğiniz sebzenin içini boşaltarak bu karışımla doldurun. Pirincin şişeceğini hesaba katıp , sebzenizin içini çok sıkı doldurmayın .

Tencereye yerleştirdiğiniz dolmaların üstüne , dibinden bir parmak yüksek sıcak su koyup tencereyi ocağa oturtturun.Kaynamaya başlayınca altını kısın . Piştiğini bir çatal yardımıyla kontrol edin . Eğer Adana usulü yapmak isterseniz : Bir tavaya biraz zeytinyağ koyun , üstüne bir domates rendeleyip fındık kadar biber salçası ilave edin . O kaynarken 5-6 diş sarımsağı 1/2 limon suyunun üstüne sıkın . Dolmanızın içinde kalan suyu da küçük tavaya süzün . Bu karışıma sarımsak ve limonu ilave edin . Yarım çorba kaşığı kuru naneyi de ekleyip bu mis gibi kokan sosu tenceredeki dolmaların üstüne dökün . Ben servis yaparken dolmaları ortadan azıcık keser , sosundan , kestiğim yere bir iki kaşık koyar öyle ikram ederim . Yapan herkese afiyet olsun .

Zeytinyağlı Bakla


Sevgili hanımlar, cuma günü markete gidince gözüme ilk ilişen sandığın içinden başlarını çıkarmış olan taze baklalar oldu. Sandığın üzerindeki kağıdı kaldırdım.Muntazam sıralanmış yemyeşil baklalardan bir kilogram kadar poşete yerleştirdim. Hafta sonu belki yemeğe misafirimiz olabilir diye dolma yapmak düşüncesiyle 10 tane kabak ve belki yaptığım iç artar diye 6 tane de dolmalık biber aldım.

Eve gelince,hemen sebze yıkadığım geniş tasın içine su doldurdum.İçine bol tuz , yarım limon suyu ve bir tatlı kaşığı un koydum . Baklayı tepsiye boşalttım . Yanına sebze bıçağını koydum ve hazırladığım suyu da alarak televizyonun karşısına oturdum . Televizyon seyrederken baklanın yanlarını aldım . Tencerenin içine bir kahve fincanı kadar zeytinyağı koydum . İri bir soğanı ortadan kesip , halka halinde tencereye doğradım . O kavrulurken bir havucun dışını sıyırıp , 4-5 cm uzunluğunda yarım cm kalınlığında doğrayıp onu da tencereye ilave ettim . Dört tane kesme şekerini de içine koyup , ayıkladığım baklaları musluğun altında yıkayıp tencereye yerleştirdim . Üstüne 1 çay kaşığı tuz ve 1 tatlı kaşığı un serpip tencerenin içine sığacak büyüklükte bir tabağı da baklaların üstüne çevirdim.Bir su bardağı sıcak suyu da ekleyip tencerenin kapağını kapattım.Kaynamaya başlayınca altını kısıp suyunu çekene kadar pişirdim.(Suyunu kontrol ederken , tabağı kaldırmayın ; hafifce tencereyi yana eyip bakın . Suyu çekince soğuyana kadar tencereyi açmazsanız baklanız benimki gibi güzel renkli olur . Afiyet olsun .


5 Mayıs 2008 Pazartesi

Yazmayı unuttuklarım.


Bu hafta özel bir şey yapmadığım için sizlere yazamadım.Ama blog'u açınca Japonya ile ilgili sizlere söylemek istediğim birkaç şeyi yazmadığımı gördüm.Resimde gördüğünüz gibi caddelerde otobüs durağı gibi özel yerler var.Sigara içmek isteyen insanlar orada durup sigarasını içiyor,söndürüp izmariti atılması gereken yere atıp yoluna devam ediyor.Sokaklarda yere atılmış bir izmarit görmedim.Hoşuma giden diğer şey de ,insanların bahşiş gibi bir olayı beklememeleri.Herkes yaptığı işi vazifesi olduğu için yapıyor.Otellerde bavul taşıyanlar, lokantalarda servis yapanlar,taksiler bahşiş almıyor.(Biliyorsunuz bizde çalışanlar, insanları, verdiği bahşişe göre değerlendirir ona göre hizmet ederler)Bir de taksilerin yüzde 95 i Toyotaydı ve dikiz aynaları motor kapağının üstünde ön tekerleklerin hizasındaydı.Kapıları şöförler kendileri açıyor ve kapıyorlar(bizim sarı dolmuşlar gibi kapılar otomatik).Taksileri kullanan şöförlerin hemen hemen hepsi takım elbiseli,beyaz eldivenli saygılı kişiler.Koltuk kılıflarının beyaz dantelli ve tertemiz olduğunu da söylemeden geçemiyeceğim.Hepinize sevgiler.

21 Nisan 2008 Pazartesi

JAPONYA

Hepinize merhaba sevgili misafirlerim.Uzun zamandan beri ilk defa bilgisayarımı kucağıma alıp koltuğuma oturdum.Elimde olmayan nedenlerle blogumu ihmal etmiştim.Şimdi herşey yoluna girdi ve ben de sizlerle başbaşayım.

Dün akşam sene başında planlamış olduğumuz Japonya seyahatinden döndük. Japonya görülmesi olmazsa olmaz bir memleket.İnsanları saygılı, temiz, geleneklerine bağlı, kültürlü kişiler. Tokyo'da, yüksek binaların arasından geçen trenler onların altındaki geniş caddeler ve bu kalabalık şehrin temizliği beni çok şaşırttı. Tapınaklar, parklar, kiraz ağaçları, Zen bahçeleri beni adeta büyüledi. Saraylarda sadeliğin yanısıra, mütevazi bir asalet var. Ağaçlar seneler önce dikilirken bugünkü şekli düşünülerek yerleştirilmiş. O kadar güzel bir kompozisyon meydana gelmiş ki inanın seyretmeye doyamadım.

Tokyo'dan sonra küçük bir kaplıca şehri olan Atami'ye gittik. Kaldığımız otel tipik bir Japon oteliydi. Yerler hasır, sürgülü kapılar, dolaplara kaldırılmış yataklar, yer masası ve yanlarında hareketli kollukları olan arkalıklı yer minderleri. Bunun yanı sıra plazma TV'si, odaya mahsus açık havada termal havuzu, buzdolabı, kasası, lüx banyosu ile gelenek ve modern yaşamı birleştiren çok güzel bir oteldi. Kaldığımız otel olan Atami SEKİTEİ'i (http://www.ishinowa.co.jp/) görmek istersiniz diye adresini veriyorum.

Atami'den sonra hızlı trenle (bunların biletlerini Londra'dan almıştık; bu biletler sadece turiste mahsus ve Japonya dışından alınan ucuz biletler) Kyoto'ya geçtik.Kyoto'da Hyatt Regency otelinde kaldık. Kyoto anlatılması çok güç, sadece yaşanacak bir yer. Japon imparatorluğu'nun ilk başkenti. İmparotorun sarayı, Altın tapınak(http://www.kinkaku-ji.or.jp/), filozofun yolu, Nijo kalesi, Gion bölgesi , parklar, bahçeler hepsi harika yerler. İnşallah gitmemiş olan herkese buralara gitmek ve görmek kısmet olur. Hepinize sevgiler.

21 Şubat 2008 Perşembe

SEBZE ÇORBASI




Sevgili ziyaretcilerim.Aralık başından beri istemeden blogumu ihmal ettim. Yılbaşı tatilinden faydalanarak çocuklar ve torunlar İstanbula geldiler. Tatil bitti ben çocuklarla beraber Londraya gittim . Orada hastalandım .Benim sevgili pandispanyam nenesine grip verdi . Çok şükür o iyileşti ama nene bir türlü iyileşemedi . Türkiyeye gelince Dr zatüre teşhisi koydu . Nerdeyse üç hafta oluyor ancak kendime geldim . Bu üç ay da , bana ziyarete gelip eski yazılarla karşılaşan herkesden özür diliyorum . Karlı ve soğuk hava bende daima çorba içme isteği uyandırır . Sizlere bugün bu hafta yaptığım çorbayı anlatarak blogumu açıyorum . Biz severek içtik . Umarım siz de seversiniz .


Hazırlayacağınız malzemeler:
1 irice Kereviz
2 orta Havuç
1 orta Patates
1 orta Kabak
1 kahve fincanı haşlanmış bezelye
1 çorba kaşığı ince doğranmış maydanoz
1 bardak Süt

Sebzeleri tavla zarı gibi doğrayıp , kaynayan suyun içine önce havuç arkasından kereviz , patates ,kabak ve bezelyeyi içine katıp haşlayın . Suyu sebzelerin hizasında olsun .(Suyu çok olursa çorba sulu olur . Suyunu koymazsak yazık olur )


Tencereye 1 kahve fincanı Zeytinyağ koyup üstüne 2 dolu çorba kaşığı un ekleyip , unun kokusu çıkana kadar (Rengi koyulaşmasın) kavurun . Kavrulmuş unun üstüne sıcak su ilave ederek , herzaman içtiğiniz kıvamdan daha koyu kıvama getirin . (Şayet topaklanırsa içine el blenderini sarkıtarak biraz karıştırın ) Kaynayan çorbanın üstüne 1 dolu bardak süt ekleyin . Soyup tavla zarı gibi doğrayıp haşladığınız sebzeleri çorbanın içine ilave edin .Tavsiye ediyorum bir tatlı kaşığı Tuzot ekleyin . Güzel bir lezzet veriyor . Ama şart değil . Tuzunu da tadına bakarak atın . Tencerenin altını kapatmadan maydanozunu da üstüne koyun . Altını söndürün . Afiyet osun .(Ben kerevizi de saplı alıp sapını da içine koyuyorum) Tabağınıza koyduğunuz çorbanızın üstüne muhakkak taze karabiber ekleyin.