11 Ekim 2009 Pazar

Bu güzel çiçekler küçücüğüm için.





Üçüncü torun geldi.

Sayfamı ziyaret eden tüm misafirlerime sevgilerimi yolluyorum.Beş ay olmuş , yayla sakızını ihmal etmişim.Ama beni hoş görürsünüz umarım.Biliyorsunuz araya yaz girdi.Derken torunumuzun gelişini karşılamak için , çocuklarımızın yaşadığı yer olan Seattle'a gittik.Çok şükür oğlumuz sağlıkla kucağımıza geldi.Annesi de , bebek de iyiler.Küçük prensimizin ismi kondu,sünnet oldu,göbeği düştü ilk banyosunu da yaptık sonra evimize geldik.Birinci torun değil ama ikinci torun , yeni doğanın gelişini kolay hazmedemeyecek galiba .Daha önce nenelerinin ellerinin üstünde , iki torunumun ellerinin resmini koymuştum . Şimdide küçücüğümün elinin resmini yine nenesinin elinin üstünde sayfama koyuyorum.

22 Mart 2009 Pazar

BAHAR GELDİ


Blog'umu açan herkese sevgi ve selamlarımı yolluyorum.Bugün şehir dışına çıktık . Gördüğüm güzellikleri sizlerle paylaşmak istedim . Badem ağaçları beyaz dantel örtülerle sarılmış gibi . Hiç bir sanatkar , nekadar yaratıcı olursa olsun , böyle bir güzelliği düşünüp çizemez . Hiç bir şair bu güzelliği ifade edecek mısralar yazamaz . Bu her sene tabiatın yeniden doğuşu harika bir olay . Topraktan fışkıran mor renkli kır çiçeklerini seyretmeye doyamadım (okadar uzun zaman aynı pozisyonda kalmışım ki , çömeldiğim yerden kalkmak için , yardım almak zorunda kaldım).Onlarca resim çektim . Bazılarını sizlerinde görmenizi istedim . Fırsatınız olunca sizler de tabiatın uyanışını gözleyin . Şehir dışına çıkmanız gerekmez , dikkatlice etrafınıza bakın yeter . Dün Suadiye sahilden Bağdat caddesine çıkarken , kaldırımdaki ağacın gövdesinden (ağacın filizi değil ) başka bir cins bitki çıkmıştı . O kadar güzeldi ki . Duvarların arasından kendine bir yer bulup başını gösteren o nazik otları sevmeden , onlara bir iki güzel söz söylemeden yanlarından geçmeyin lütfen . Hepinize mutlu ve sağlıklı günler diliyorum .

19 Mart 2009 Perşembe

Buhara Pilavı


Buhara Pilavı


Dün akşam resimlerime bakarken, sizlere anlatmak için yapıp, resmini çektiğim Buhara Pilavını gördüm.Lütfen sessiz kaldığım günler için bir özür olarak kabul edin.

Rahmetli annem(kayınvalidem)çok güzel yapardı.Ben de ondan öğrendim . İnşallah sizlerde seversiniz.

2 su bardağı Baldo piriç
1 kg Havuç(3-4 kibrit çöpü kalınlığında ve boyunda)
1 tane kuru soğan
1 tane iri kırmızı Domates
ı/2 kg kuşbaşı et(kuzu tercih edin)
Yeteri kadar Yağ, karabiber,yeni bahar,tuz


Havucunuzun dışını sıyırdıktan sonra TV nin karşısına oturun ve havuçlarınızı doğrayın.Bir buzdolabı poşetine koyup dolaba kaldırın.Etinizi de düdüklü tencerede veya açık tencerede yenme kıvamına gelecek kadar pişirin.Onu da soğutup dolaba kaldırın(haşladığınız etin en az 2 bardak suyu olmalı.)

İşten eve geldiniz.Etiniz ve doğranmış havucunuz dolapta.Hadi şimdi bir Buhara pilavı yapalım.

Tencerenizi çıkarıp içine 2 bardak pirince her zaman koyduğunuz kadar yağ koyunuz (ben bir kahve fincanından biraz fazla koyuyorum)
Üstüne havucunuzu ilave edip kapağını kapayın.
Pirincinizi ölçüp bol suyla yıkayın(beyaz suyu gitsin)ve üstüne sıcaksuyu boşaltın.
Buzdolabınızdaki eti çıkarın ocağa oturtturun ve altını yakın .
Arada karıştırdığınız havuç sararmaya yüz tuttu bile , üstüne soğanı küçük küçük doğrayıp beraber kavurun.
Rengi değişen havuç ve soğanın üstüne domatesi ortadan kesip rendeleyin.
Bu arada kaynamış olan etinizi , kevgir ile alıp , havuçların üzerine ekleyin ve karıştırıp kapağını kapayın.
Pirinci süzün.
Domatesin suyu bu arada çekmiştir.Kapağı kaldırıp yeteri kadar tuz ve karabiber ekleyin.
Havuç,soğan ve et karışımını tencerenin kenarlarına kaydırıp , ortasına suyunu süzdüğünüz pirinci ilave edin .
Kaynayan etin suyundan (yetmezse sıcak su)pirincin üzerine bir parmak çıkacak kadar koyun.
Kaynamaya başlayınca altını kısın.Suyunu çekmiş mi diye kontrol etmek için ortasın bir kaşık batırıp dibine bakın.Suyunu çekmiş ise üstüne bol yenibahar serpip karıştırın.
Karıştırdığınız pilavınız dinlensin diye bir havlu örtün.Kapağını kapayın.
Hadi artık pilav demlendi . Salatanızı sofraya koyup ev halkını yemeğe davet edin.
Afiyet olsun.


BİR TABAK LEZZET


18 Mart 2009 Çarşamba

Bulgurlu Pazı Sarması




Kıymetli ziyaretcilerim.Kasım ayından beri blogumu ihmal ettim.Sizler usanmadan bana uğruyor ve beni mahcup ediyordunuz.Hepinizi seviyorum.Ama inanın ,sizlere resimleyip anlatacak yemekler yapmadım.Balık,zeytinyağlılar,çorbalar ve ızgaralarla bu günlere geldik.


Pazartesi günü Selamiçeşme pazarına gittim.Üç demet harika pazı aldım.Niyetim soğanla kavurmaktı.Ama yaprakları tam sarılacak gibi olunca hadi bulgurlu pazı sarayım dedim.İyi de oldu ; sizler için resimleyip yayınlayacak bir yemek çıktı.

4 tane kurusoğan
2 tane küçük domates
1/2 demet ince kıyılmış maydonoz
1 yemek kaşığı biber salçası
3 yemek kaşığı nar ekşisi
1 kahve fincanı zeytinyağ
1/2 Kg Dana kıyma(yağsız kıyma kullandığım için içine zeytinyağ ekliyorum)
1 bardaktan bir parmak eksik iri bulgur
Yeteri kadar karabiber ve tuz

Malzemeleri karıştırdıktan sonra ,yıkayıp birkaç dakika haşladığınım yaprakların içine gösterdiğim gibi sardım.Tencereye yerleştirdiğim sarmaların üstüne bir bardak sıcak su ilave ettim ve üstüne kaynarken açılmasın diye bir tabak çevirdim. Kaynamaya başlayınca altını kıstım.Suyunu çektiğinde yemeğimde pişmişti.Biz severek yedik.Yaparsanız sizlere de afiyet olsun.