14 Mayıs 2008 Çarşamba

Etli Kabak Dolması




Baklayı yaptıktan sonra sıra dolmanın içini hazırlamaya geldi.

2 Orta boy soğan(Diş diş doğranmış olacak.Kıymanın birbirine yapışmaması için)
1 Su bardağı pirinç(Yıkanıp süzülmüş)
1/2 Deste ince kıyılmış maydanoz
4 Orta boy domates(kabuğu soyulup küçük doğranacak)
1/2 Kg bir defa çekilmiş orta yağlı kıyma
1 Çay kaşığı karabiber
1 Çorba kaşığı biber salçası
1/2 Limon suyu
1 Çorba kaşığı nar ekşisi(varsa)

Tepsiye bütün malzemeyi koyup iyice karıştırın.Kararınca tuzunu da ilave edip , istediğiniz sebzenin içini boşaltarak bu karışımla doldurun. Pirincin şişeceğini hesaba katıp , sebzenizin içini çok sıkı doldurmayın .

Tencereye yerleştirdiğiniz dolmaların üstüne , dibinden bir parmak yüksek sıcak su koyup tencereyi ocağa oturtturun.Kaynamaya başlayınca altını kısın . Piştiğini bir çatal yardımıyla kontrol edin . Eğer Adana usulü yapmak isterseniz : Bir tavaya biraz zeytinyağ koyun , üstüne bir domates rendeleyip fındık kadar biber salçası ilave edin . O kaynarken 5-6 diş sarımsağı 1/2 limon suyunun üstüne sıkın . Dolmanızın içinde kalan suyu da küçük tavaya süzün . Bu karışıma sarımsak ve limonu ilave edin . Yarım çorba kaşığı kuru naneyi de ekleyip bu mis gibi kokan sosu tenceredeki dolmaların üstüne dökün . Ben servis yaparken dolmaları ortadan azıcık keser , sosundan , kestiğim yere bir iki kaşık koyar öyle ikram ederim . Yapan herkese afiyet olsun .

Zeytinyağlı Bakla


Sevgili hanımlar, cuma günü markete gidince gözüme ilk ilişen sandığın içinden başlarını çıkarmış olan taze baklalar oldu. Sandığın üzerindeki kağıdı kaldırdım.Muntazam sıralanmış yemyeşil baklalardan bir kilogram kadar poşete yerleştirdim. Hafta sonu belki yemeğe misafirimiz olabilir diye dolma yapmak düşüncesiyle 10 tane kabak ve belki yaptığım iç artar diye 6 tane de dolmalık biber aldım.

Eve gelince,hemen sebze yıkadığım geniş tasın içine su doldurdum.İçine bol tuz , yarım limon suyu ve bir tatlı kaşığı un koydum . Baklayı tepsiye boşalttım . Yanına sebze bıçağını koydum ve hazırladığım suyu da alarak televizyonun karşısına oturdum . Televizyon seyrederken baklanın yanlarını aldım . Tencerenin içine bir kahve fincanı kadar zeytinyağı koydum . İri bir soğanı ortadan kesip , halka halinde tencereye doğradım . O kavrulurken bir havucun dışını sıyırıp , 4-5 cm uzunluğunda yarım cm kalınlığında doğrayıp onu da tencereye ilave ettim . Dört tane kesme şekerini de içine koyup , ayıkladığım baklaları musluğun altında yıkayıp tencereye yerleştirdim . Üstüne 1 çay kaşığı tuz ve 1 tatlı kaşığı un serpip tencerenin içine sığacak büyüklükte bir tabağı da baklaların üstüne çevirdim.Bir su bardağı sıcak suyu da ekleyip tencerenin kapağını kapattım.Kaynamaya başlayınca altını kısıp suyunu çekene kadar pişirdim.(Suyunu kontrol ederken , tabağı kaldırmayın ; hafifce tencereyi yana eyip bakın . Suyu çekince soğuyana kadar tencereyi açmazsanız baklanız benimki gibi güzel renkli olur . Afiyet olsun .


5 Mayıs 2008 Pazartesi

Yazmayı unuttuklarım.


Bu hafta özel bir şey yapmadığım için sizlere yazamadım.Ama blog'u açınca Japonya ile ilgili sizlere söylemek istediğim birkaç şeyi yazmadığımı gördüm.Resimde gördüğünüz gibi caddelerde otobüs durağı gibi özel yerler var.Sigara içmek isteyen insanlar orada durup sigarasını içiyor,söndürüp izmariti atılması gereken yere atıp yoluna devam ediyor.Sokaklarda yere atılmış bir izmarit görmedim.Hoşuma giden diğer şey de ,insanların bahşiş gibi bir olayı beklememeleri.Herkes yaptığı işi vazifesi olduğu için yapıyor.Otellerde bavul taşıyanlar, lokantalarda servis yapanlar,taksiler bahşiş almıyor.(Biliyorsunuz bizde çalışanlar, insanları, verdiği bahşişe göre değerlendirir ona göre hizmet ederler)Bir de taksilerin yüzde 95 i Toyotaydı ve dikiz aynaları motor kapağının üstünde ön tekerleklerin hizasındaydı.Kapıları şöförler kendileri açıyor ve kapıyorlar(bizim sarı dolmuşlar gibi kapılar otomatik).Taksileri kullanan şöförlerin hemen hemen hepsi takım elbiseli,beyaz eldivenli saygılı kişiler.Koltuk kılıflarının beyaz dantelli ve tertemiz olduğunu da söylemeden geçemiyeceğim.Hepinize sevgiler.