26 Haziran 2007 Salı

ZEYTİNYAĞLI DOLMA


Misafirlerimi yolladım.Sağlıkla yerlerine vardılar.Ne çare !!Gözden kayboldukları an yine özlüyorum.Sizlere bahsettiğim gibi dolmamın resimlerini çekmiştim.Lütfen deneyin.Şimdiye kadar hiç dolma pişirmemiş de olsanız bu tarifle yapacağınız dolmayı sizde tadına bakan herkes de çok beyenecek eminim.
Malzemeler:
6 Kuru soğan
2 Bardak pirinç
1 Büyük domates
1 Bardaktan 3 parmak eksik zeytinyağ
1 Çay kaşığı kırmızı biber
1 Çay kaşığı karabiber
1 Çay kaşığı Y.Bahar
1/2 Çay kaşığı tarçın
1 Deste maydonoz
1 Deste nane
1 Çay bardağı üzüm(Cezvede bir taşım kaynatıp suyunu süzün)
1/2 Kahve fincanı dolmalık fıstık(Bizde sevmedikleri için ben koymuyorum.)
1 Bardak limonata(Şekerini nasıl severseniz limonatayı öyle hazırlayın)
Zeytinyağını tencereye koyup( dolmaya fıstık koymak istiyorsanız )fıstığı da içine atıp rengi dönünceye kadar çevirip bir kaseye çıkarın.Şimdi yağın üzerine çinttiğiniz soğanları koyun ve rengi koyulaşıncaya kadar kavurun.Soğanlar, yeter artık yanıyorum demeden yıkadığınız pirinci üstüne ilave edin.Ara vermeden 5 dakika soğanı ve pirinci karıştırın.Sonra sırasıyla üzümü,fıstığı ve baharatları ilave edin.Üstüne limonatanızıda döküp tencerenin kapağını kapatın.Tabii tuzunu da ayarladıktan sonra.Aradan 2-3 dakika geçti şu dolma içi ne alemde diye kapağı kaldırdınız; aman ,suyu bitiyor. Hemen maydonozunu ve nanesinide üzerine atıp karıştırın.Birkaç dakika sonra altını söndürün.Artık içiniz hazır.Ne isterseniz;kırmızı biber,yeşil biber,patlıcan.İçini oyup doldurun.Kapak açıp doldurduğunuz yerleri domatesle kapatıp tencereye yerleştirin.Dibinde 3 parmak yükseklik olana kadar kaynar su koyup,altını yakın.Önce hızlı,kaynamaya başlayınca yavaşa getirip pişirin.Kontrol ettiniz,pişmiş(çatal batırın,bibere yumuşakca giriyor)ama suyu var.Tencerenin kapağını açıp altının ateşini yükseltin.Sakın yanından ayrılmayın.Hemen suyunu çeker.Yağında kalınca altını söndürüp,soğuyunca servis tabağına yerleştirin.Baktınız pişmemiş.Üzerine az miktar(çay bardağı kadar)kaynar su ekleyip biraz daha pişirin.Yapanlara afiyet olsun.

21 Haziran 2007 Perşembe

ZEYTİNYAĞLI BİBER DOLMASI




Geçen sene bu vakitler,Urfalı bir arkadaşım bana pazardan aldığı bu harika aleti gösterdi.Tabii hemen aldım.Tavsiye ederim.Biberlerin başını okadar muntazam çıkarıyorki,neredeyse dolma yapacak olanları gezecek ve hepsinin biberlerini ben açaçağım.
En kısa zamanda bu aletle açtığım biberleri ve Şok markette bulup aldığım Adana patlıcanı ile yaptığım zeytinyağlı dolmayı sizlere anlatacağım.Çok güzel resimlerini de çektim.Hepinize sevgi ve selamlar.

VİŞNE REÇELİ


Bu hafta perşembe günü,Londradan misafirlerimiz var.Pazartesi pazarına gittiğimde çok güzel vişne gördüm.Kızım vişne reçelini sever diyerek iki kilo vişne aldım.Eve gelince vişneleri yıkayıp süzülmesi için kevgire koydum ama sanki yıkadığım vişneler benim pazardan aldığım vişneler değil.Tek tek seçtim.İyilerini tarttım.1300 gr geldi.Anlaşılacağı gibi bana 700 gr ezik ve çürüklerinden vermişler.Pazarcılar hakkındaki düşüncelerim her pazar dönüşü biraz daha menfileşiyor.

Vişnelerin çekirdeklerini çıkardıktan sonra,büyük teflon tencereme koydum.Şekerini koymadan tencerenin altını yaktım.Arada bir silkeleyerek ve tahta kaşıkla karıştırarak 7 dakika pişirdim.Daha sonra üstüne 1300 gr toz şekerini koyup 22 dakika daha pişirdim.Tabii kaynamaya başladıktan sonra üzerinden köpüğünü aldım.22 dakika sonunda 1 tatlı kaşığı limon suyu ilave ederek 3 dakika daha kaynattım ve ocaktan indirdim.(Evde limon tuzu olmadığı için limon suyu koydum.Limon tuzu olsaydı 1 çay kaşığı ondan koyacaktım.)32 dakikada Harika bir reçel oldu.Reçelimi tepsiye döküp üstüne bir tülbent örttüm ve üç gün güneşe koydum.Biraz daha koyulaştı.Denemenizi öneririm.Şekerini kiloya kilo,süreler her meyve için aynı.

17 Haziran 2007 Pazar


Sevgili dostlar ben geldim.Evimi,kocamı çok özledim.Topu topu on gün yoktum ama, daha uzun zaman ayrılmış gibiyim.Ben buradan ayrılırken yeni yeni açan ıhlamur ağaçlarının çiçekleri dökülmeye başlamış.Ihlamur ağaçlarının altına park eden otomobillerin üstüne sarı kar yağmış gibi oluyor.Hava iyice ısınmış.Anneler pusetlerle Bağdat caddesine daha sık çıkmaya başlamış.Dün ben de Bağdat caddesine çıktım.Bir bank'a oturup etrafı seyrettim.Genç kızlar,delikanlılar,yaşlı hanımlar ve beyler,genç evliler,kaldırımlara tezgah açmış seyyar satıcılar hepsini seyrettim.İnsanları seyretmeyi çok severim.Yolda gördüğüm herkesle konuşmak isterim.Ağlayan çocuklara sebebini sorarım.Geçtiğimiz gün cok güzel üstü açık bir arabada genç bir delikanlı gördüm.Trafik sıkışık olduğu için o duruyordu.Yanına yaklaşıp arabasının çok güzel olduğunu,kazasız belasız kullanmasını diledim.Mutlu oldu ve teşekkür etti.Şaşkınbakkal da ayağı takılıp düşen bir hanıma yardım ettim.Ona bir sandalye verdiler.Ben de yanına oturdum .Heyecanı geçene kadar onunla konuştum.Postahanenin önündeki simitci beni hanımın akrabası zannetmiş.Çiçekcilerle sohbet ederim.Ayrıca Schlotzsky's de oturup etrafı seyrederken birşeyler yemeğide çok severim.İşte ben böyleyim. Yarından itibaren sizler için yaptığım yemeklerin resmini çekip,tarifini vermeye başlayacağım.Hepinize selamlar ve sevgiler.

5 Haziran 2007 Salı

İSTANBULU KOKLADIM BU GÜN

Lütfen hepiniz, İstanbulun ara sokaklarında dolaşarak ,deniz kenarına inerek,kırlara çıkarak İstanbulu koklayın.Ihlamur ağaçları çiçek açtı.O güzelim ıhlamur kokuları insanın içine mutluluk veriyor.Manolya ağaçlarına bakın .O güzelim manolyaları seyretmek bana yaşama sevinci verir.Manolya ağaçlarının etrafında bir tur atmadan yanından asla geçmem.Eğer aşağıda açmış manolya varsa muhakkak derin derin o güzel kokusunu içime çekerim.Bahçelerden sarkan gülleri koklarım.(Ergun, birgün burnunu arı sokacak desede bu huyumdan vazgeçemedim.)Ağaçların taze açan yapraklarını severim.Kısık bir sesle onlara nekadar güzel olduklarını ve kendilerini çok sevdiğimi fısıldarım.Eğer çimi biçilen bir bahçe görürsem orada muhakkak oyalanır o güzel ot kokusununun keyfine varırım.İstanbulu siz de yaşayın.Bu ay dünyanın en güzel şehrinde olmanın mutluluğuna varın.Hepinize selam ve sevgiler.Ben on gün burada yokum.Küçük pandispanyamın yanına gidiyorum.İnşallah dönüşte sizlere gittiğim yerden haberler verir,sizlerde bana yazma lutfunda bulunmuş iseniz cevaplandırırım.Tekrar selamlar.

3 Haziran 2007 Pazar

MARTILARI İZLEDİM ADAYA GİDERKEN!!!!


PATLICAN TAVA


ADANA USULÜ PATLICAN TAVA

Sevgili blogcular,cuma günü Erguncuğuma ne yemek yapayım diye düşündüm.Aklıma patlıcan tava geldi.Ergun her türlü patlıcan yemeğini severek yer.Biliyorsunuz ,patlıcan tarlaya indi.Pazarlarda ve marketlerde çok bol bulunuyor.Ama nerde Adana patlıcanının lezzeti.Adana patlıcanı ,bostan patlıcanının küçücüğüdür.Elinizin parmaklarını birleştirip öne doğru uzatın.İşte en büyüğü o kadar.Etli dolması,baş kavurması,tavası,zeytinyağlı dolması hepsi birbirinden lezzetli olur.Pardon karnıyarığı unuttum.
Patlıcan tava için gerekli olan malzemelerim evde vardı.
Patlıcan
Domates(Soyulmuş doğranmış kutu domatesi kullanıyorum)
Yeşil biber
Sarımsak
Yağ(Ne kullanıyorsanız)
Et(Ben sokum içinden alır,kuşbaşı doğratırım.Eskiden tava için,kemikli koyun eti alırdık.Şimdi sıfır yağlı dana eti alıyoruz)
Dipfirizde pişmiş etim vardı.(Kuşbaşı doğranmış eti tencereye koyup,suyunu salıp çekmesi için karıştırın.Suyunu çekince,yağını koyup iri bir soğanı içine çintin.Pembeleşince içine bir kaşık biber salçası ilave edip karıştırın.Bir kutu domatesin yarısını tencereye boşaltın içine bir çay bardağı kaynar su da ekleyip kapağını kapatın.Yavaş ateşte pişirin.)
Patlıcanı alacalı soyup,dörde bölüp,kuşbaşı doğrayın.Tabii hazırladığınız tuzlu suyun içine doğrayacaksınız.Yeşil biberlerin tohumunu çıkarıp bir santim uzunluğunda kesin.Sarımsakları ayıklayın.Diş diş kalacak küçültülmeyecek.
Yağında kalan etin üzerine yıkayıp sıktığınız patlıcanları,onun üstüne,kutuda kalan domatesi,yeşil biberi ve sarımsağı ilave edin.(Patlıcanınızın miktarına göre biraz daha domates ekleyebilirsiniz.Çünkü artık su koymayacaksınız.Domatesin suyu ile pişecek.)Kapağını kapatın.Yemeğiniz pişince,tepsiye döküp fırınlayın.Çok lezzetli bir patlıcan yemeği yiyeceksiniz .Afiyet olsun.